Football Manager 2018 İnceleme



 Uykusuz geceler, eve kapanmalar ve sosyal hayattan tamamen soyutlanmaya hazır mıyız? Olmasak bile başımızın belası geri geldi. Football Manager 2018 beta sürümünden de çıkıp hayatımızdaki yerini aldı. Geçtiğimiz senelere göre oldukça yenilikçi ve farklı yapısı ile dikkat çeken oyun bu sene çıktığı an en fazla oynan seri olmayı da başarmış.

  Geçtiğimiz senelerdeki alıştığımız yapının dışında artık taktiklerin yanı sıra takım dinamikleri ile de ilgilenmemiz gerekiyor. Takımdaki arkadaş grupları ve oyuncuların itibarları takımın size bakış açısında büyük bir etken. Örnek olarak takımda lider statüsündeki bir oyuncuya kırmızı kart gördüğü için ceza verdiğinizde durumdan hoşnut olmazsa takım içi huzursuzluk çıkarıp takımı size karşı kışkırtabilir. Takım içi dinamik menüsünde karşımıza saha içindeki uyum, tesislerdeki atmosfer ve yönetim tarzına destek başlıkları çıkıyor. Aynı dili konuşan oyuncularınız olmasından takımın başında bulunduğunuz süreye kadar birçok etken başlıklardaki durumunuzu etkileyebiliyor.  Takım dinamiklerine genel bakışın ardından hiyerarşi kısmına geçtiğimiz de ise karşımıza oyuncularımızın takımdaki itibarlarına göre bir dizilimi geliyor. Takım liderleri, nüfuzu yüksek oyuncular, nüfuzlu oyuncular ve diğer oyuncular ayrılan bu piramit yapısı hangi oyuncuya nasıl davranılması gerektiği konusunda da bir ipucu olma özelliğine sahip. Bu kısımda herhangi bir oyuncunun üzerine tıkladığımızda hangi oyuncularla aynı arkadaş grubunda, takımdaki statüsü hakkında düşüncesi ve isteği ve hangi oyuncular ile oynamaktan memnun olduğunu görebiliyoruz.






  Transfer alanında ise en büyük değişiklik olarak gözlemcilik kısmı gözümüze çarpıyor. Artık gözlemcilerimizi görevlendirirken lig, kıt ya da dünya gibi paketleri seçip gözlemcilik ücretlerini ödeyerek hareket ediyoruz ve gözlemcilerimiz belirli dönemlerde buldukları oyuncuları bize sıralı olarak tek seferde tanıtıyorlar.  Taktik sayfasında ise satırın ekranın sağına taşınması ve talimatlarımızı ekranın kenarında liste halinde görebiliyorken geçmiş maçlara göre uyguladığımız taktiğin iyi ve kötü yanlarını liste halinde görebilmemiz oyuna getirilmiş gerçekçilik anlamında en büyük yeniliklerden biri. Bu sezon oyunda yeni oyuncu rolleri ile tanıştık. Orta sahanın ortasında Mezzala ve Dinamo kanatlarda ise Ters Ayaklı Kanat Oyuncusu gibi yeni rol seçenekleri modern futbolun gerçekçiliğini yakalamak adına güzel bir adım olmuş.




  Bir diğer yenilik ise hepimizin en büyük sıkıntılarından sakatlık konusunda. Oyuna bu sezon eklenen sağlık merkezi kısmı ile oyuncularımızın sakatlık risklerini ve bu riski etkileyen etkenleri görebiliyoruz. Örnek olarak antreman yoğunluğu ya da taktik yapısının oyuncuya yansımasını görüp buna göre taktiği ya da antreman yoğunluğunu değiştirebiliyoruz.



  Özetle Football Manager 2018 serinin diğer oyunlarından çok farklı ve uzun zamandır beklenen şekilde yenilikçi bir oyun olmayı başarmış. Yalnız tema, veritabanı yenilenmeleriyle geçen senelerin ardından sonunda gerçekten yeni bir Football Manager oldu. 
Devamını oku »

Rap Müzik ve Topluma Etkisi | Bölüm 2. Yeraltından Ana Akıma



 Hip hop bugün djler, rap vokalleri ve graffiti sanatçılarından çok daha fazlası olmuştur. İnternet, radyo, televizyonu ele geçirmiş ve üstün eğlence dünyasının kuvveti olarak konser salonlarını doldurmaya devam etmektedir. Bellidir ki bu kültürün zirveye taşınması sadece onu oluşturan unsurlarla veya yaratıcı buluşu ile alakalı değildir. Peki onu zirveye ne taşıdı? Hip Hop yeraltından ana akıma nasıl geçti? 

 Günümüzde New York şehrinde sokak sayısından çok rap vokali var. Tekrar geçmişe dönecek olursak 70’li yıllarda New York'un üst ve fakir bölgelerinden çıkıp dünya turnesine çıkmayı başaran ilk grup olan Grandmaster Flash ve Furious Five” dönemin en çok özenilen grubu konumundaydı.


 Peki Bronx bölgesinde bu kadar popüler hale gelen bu müzik ne zaman bu kadar çok üretilmeye başladı? Bu sorunun cevabı 1977 yılında New York şehrini zifiri karanlığa boğan elektrik kesintisi ile bire bir alakalıdır. 13 Temmuz gecesinde bütün şehirde 24 saat boyunca elektrikler kesilir ve New York tam anlamıyla kaosun merkezi haline gelir.



 Elektrik kesintisini fırsat bilen dj ve rap vokallerinin bu kaos içinde ilk durakları ses sistemleri ve enstrüman satan dükkanlar olmuştur. Tarihin ilk saldırgan ve küfürlü rap sözlerini yazan Grandmaster Caz de o gece bir elektronik mağazasından mikser çalar. O dönemde Bronx bölgesinde mahalle mantığının tek bir işleyiş şekli vardır o da “Fırsat olduğu anda bundan yararlanmak ve fırsatı kaçırmamak.“ yani her hangi bir ahlak ya da hırsızlık gibi suçlar işlendiğinde toplumdan dışlanma gibi bir durum yoktur.[1] 
 Böylece Furious Five grubuna özenen gençler artık kendi gruplarını kurmak için gerekli ekipmanlara sahip olmuştur. Fakat Bronx bölgesinde bu kadar fazla grubun ortaya çıkması çok büyük bir rekabet doğurmuştur. Bu rekabetin rap müziğe getirdiği özellik ise günümüzde de oldukça meşhur olan rap atışmalarıdır. Bu atışmalarda her zaman rakipsiz olmuş Furious Five grubu şehir dışına turneye çıktığında akıllarda tek bir soru oluşur; New York’un bir numarası hangi grup olacak?[2]

 Bu şekilde başlayan ve oldukça yüksek tansiyonlu ve rekabetin üst düzey olduğu atışmalarda seyirciden daha çok alkış alan kazanmış sayılıyordu. Amaç rakip gruptan daha iyi olup seyircinin beğenisini kazanmaktır. Yaşanmış en büyük atışmalardan biri ise 1981 yılında Harlem World isimli bir kulüpte gerçekleşmiştir. Dönemin en iyi iki ekibi Cold Crush Brothers ve Fantastic Romantic Five grupları karşı karşıya gelmiştir.


Sahne şovlarıyla, dans, stand up tarzı eğlenceleriyle ünlü ve kadınların yoğun ilgisinden dolayı Fantastic Five adını Fantastic Romantic Five olarak değiştiren bir gruba karşı sözleriyle sahnede şov yapmaya özen gösteren ve sahnede rakibi kadar şık durmayan Cold Crush Brothers vardır. Gecenin kazanan grubuna verilecek ödül ise 1000 dolardır.           




[1] Hip Hop Evolution Episode 2 – Grandmaster Caz, 40 Years On From The Party Where Hip Hop Was Born ( BBC Culture-Rebecca Laurance)
[2] Hip Hop Evolution Episode 2 – Kool Moe Dee , The Roots Of Hip Hop – RM MAGAZINE 86
Devamını oku »

Rap Müzik ve Topluma Etkisi | Bölüm 1. Hip Hop Kültürünün Doğuşu

     

  Günümüzde ticaret, spor, popüler kültür ve siyaset gibi toplumun her kesimine ve toplumla ilişkisi olan her şeye yayılmış bir kültür olan hip hop ana akımı etkileyen bir etken olmayı geçmiş, artık kendisi ana akım olmuştur. Bu kültür doğduğundan beri, bu konu üzerinde günümüze kadar gelen ve bir sonuca varılamayan birçok tartışma yaşanmasına rağmen tartışmaların arasında bu kültürün tarihi her zaman arka planda kalmıştır. Jazz müzikten temelini alan ve Gospel ve çocuk şarkılarından radyo programcılarına kadar uzanan, birçok değişik unsurun yoğrulmasıyla meydana gelen bu kültürün tarihi sürekli göz ardı edilmiştir. Bu kültür nasıl, nerede, hangi koşullar çerçevesinde oluşmuş ve tarih içinde günümüze kadar nasıl gelmiştir?
 Rap müzikten bahsetmek için öncelikle bu müziğin doğmasına neden olan Hip Hop kültürü ve onun öğelerinden bahsedilmesi gereklidir. Hip Hop, 1970’li yılların başında ortaya çıkan ve içerisinde dans, rap müzik, graffiti sanatlarını ve dj performanslarını barındıran bir altkültürdür. Bu kültürün başlangıcı ise 1960’ların popüler hale gelen disko müziğin New York eğlence kültürüne hakim olmasına dayanmaktadır. Disko müziğinin bu denli popüler olmasının altında yatan en önemli etkenlerden biri ise New York’un zenginlik cenneti olarak görülmekte olmasıdır. New York şık giyinen insanlar, disko müziği çalan lüks partiler ve zengin insanlardan ibaret olarak algılanmaktaydı. [1] Halbuki, bu cennetin bir de görülmeyen yüzü vardı ve hip hop kültürü ise bu ortamdan temelini almaktaydı. Böylece, zaman içinde, New York’taki siyahi insanların çoğunlukta yaşadığı Güney Bronx bölgesi ise Hip Hop kültürürün doğduğu yer olagelmiştir.[2]
 Güney Bronx, 70’lerin başında sürekli çıkan yangınlar, kundaklanan binalar ve yaşam mücadelesi veren halkıyla dikkatleri üzerine çeken bir bölge haline gelmiştir. Durumun ehemmiyeti çıkan yangınların sayısının bir yılda 12,300’ü bulması ile anlaşılmaktadır.[3]Zamanla, Güney Bronx neredeyse yerle bir olmuş ve tabiri caizse enkaz halinde binalardan oluşan bir savaş alanı görünümüne ulaşmıştı. Bu durum beraberinde devasa bir kentsel ve  toplumsal bozulma; cinayet, gasp ve polis tarafından öldürülen insanları getirmekteydi. Böylece, Güney Bronx’un yok olmaya gidişi Hip Hop’ın yoktan var olmasına yol açan kaynak noktası oldu. Yaşanılan bu büyük kargaşa, sonunda acı çeken bu halkın Hip Hop’ı doğurmasına yol açmıştır.



[1] Hip Hop Evolution Episode 1 (The Foundation) – Kurtis Blow & Darryl “DMC” McDaniels /
Müzikte Anlamın Yeniden Üretimi: Hip Hop Kültürü- Merve Betül Üçer
[2] Hip Hop Evolution Episode 1 (The Foundation) – Shadrack Kabango
[3] New York Şehri Polis Kayıtları & BBC NEWS / Hip Hop Evolution Episode 1 (The Foundation)

  
    New York’un aydınlık yüzüne bakılacak olursa, merkezde yaşayan insanlar disko tarzıyla eğlenip gösterişli ve zengin hayatlarının tadını çıkarırken, Güney Bronx gençleri ise farklı bir arayıştaydı. Bu arayışı bitiren, tarihin ilk Hip Hop partisini veren dj Kool Herc olmuştur.[1] 1520 Sedqwick caddesinde, yaklaşık 40-50 kişilik harabe bir alanda süt kasalarının sandalye olarak kullanıldığı bir partiyle tarih yazılmaya başlandı. Bu partinin tarihe damgasını vurmasını,  zaman içinde hip hop müziğin kitlelere yayılmasını ve insanlar tarafından benimsenmesini sağlayan en önemli nedeni ise o zamanlar sokaklardaki tek güç olarak görülen çete üyelerinin, müziği beğenip partinin gerçekleşmesine izin vermesi olmuştur.[2]



[1] Hip Hop Evolution Episode 1 (The Foundation) – DJ Kool Herc röportajı
[2] Hip Hop Evolution Epidose 1 (The Foundation)-   DJ Kool Herc röportajı



  Yüksek ve yankılı seslerin olduğu, oldukça karanlık ve dumanla kaplı bir ortamda gerçekleşmiş bu parti öyle efsaneleşmiştir ki, yıllar sonra bile orada olduğunu iddia edip, hikayeler anlatan birçok insan olmuştur. Böylece, Kool Herc bir nevi devrim yapmış olmuştur. Kool Herç’ü bu devrimi yapmaya yönelten etken ise radyo programlarında disko müziğini çalmayı reddetmesi ve onun yerine Soul müziği temel alarak üzerinde çalışıp yeni bir şeyler üretmek istemesi olmuştur.[1] Başlarda, Herc çalışmalarına sadece partilerinde yer vermiş, kayıtlarını kimseyle paylaşmamış ve onların çalınmaması için her zaman ekipmanlarını çok iyi saklamıştır. Kool Herc’ün bir anda bu kadar tanınır hale gelmesi ve devrimci olarak adlandırılması, ne çaldığından çok nasıl çaldığı ve ekipmanlarını nasıl kullandığı ile ilgili olmuştu. O, çaldığı şarkılarda sadece davul ya da davul bas seslerini barındıran, “break” olarak adlandırılan, kısımları kullanmakta ve diğer her şeyi susturmaktaydı. Rap müziğin en temek özelliği olan ritim ise, bu şekilde ortaya çıkmıştı. Herc, bu tekniğine ise “Atlı Karınca” ismini vermişti. Özetle, bu tekniğinde bir plaktan diğerine, ara kısımları sürekli atlayarak break tempolarını kullanmıştır.[2]
 Kool Herc’ün yarattığı bu müzik ile dans etmeye başlayan insanlar, tarihin ilk break dansçıları olmuştu. Böylece, Hip Hop kültürünü oluşturan önemli unsurlardan biri olan dans da ortaya çıkmıştı.[3] Coke La Rock, Kool Herc’ün yanında mikrofon yardımı ile partiyi yönlendirmekte olan kişi idi. İlk zamanlar sadece arkadaşlarının adını söylemiş ama zamanla kendisini kafiyeler kullanarak vokallik yaparken bulmuştu. Katillerden hırsızlara, dansçılara ve sıradan insanlara herkesin olduğu bu partilerde Coke La Rock kafiyelerinde gizli kodlar kullanıp uyuşturucu satıcılığı dahi yapmaktaydı.[4] Piyasada henüz rap müzik diye bir kavram oluşmamış olmasına karşın, rap vokalliğinin temelleri de bu şekilde atılmaya başlanmıştır.



[1] Hip Hop Evolution Episode 1 (The Foundation)-   Darryl “DMC” McDaniels, Kurtis Blow, Kevin Powell
[2] Hip Hop Evolution Episode 1 (The Foundation)-   DJ Red Alert, Dan Charnas röportajı
[3] Hip Hop Evolution Episode 1 (The Foundation)- Dan Charnas
[4] Hip Hop Evolution Episode 1 (The Foundation)-   Coke La Rock röportajı



  Kool Herc’ün ardından, Bronx ve çevresindeki gençler hip hopla ilgilenmeye ve zamanla bu akıma dahil olmaya başladı. Bu gençler, genelde insanların yürümekten bile çekindiği tehlikeli sokaklara hakim olan çetelerden gelmekteydi. Bu çetelerin en büyüğü ve en güçlüsü olarak bilinen “Black Spades” [1], Bronx bölgesinin sokak kültürüne adeta hükmetmekteydi. Afrika Bambaataa, Black Spades üyesi olan genç bir dj idi. O, bu dönemde zor olanı yapıp, çeteler arası barışı sağlamak ve yaşadığı bölgedeki ölümlere son verip huzuru sağlamak istemiştir. Bunun ancak birlik olmaktan geleceğine inanarak, siyahi insanların organize hareket etmesi adına çalışmalar yapmıştır.[2]



[1] NYC Gangs Of The Late 70’s Belgeseli / Hip Hop Evolution Episode 1 (The Foundation)-Grandmixer DXT
[2] Hip Hop Evolution Episode 1 (The Foundation)- Afrika Bambaata röportajı


   “Kara Panter Partisi” ve “İslam Ulusu” olarak adlandırılan örgütler Afrika Bambaataa’nın çalışmalarına, çete üyelerinin “toplumun yıkıcısı” olmak yerine “siyahi toplumun destekçisi, savaşçı bireyler” olmaları adına destek vermiştir.[1] Gerek küçük gerek büyük sokak çeteleriyle mücadele içinde geçen bu zor süreci kolaylaştıran, Afrika Bambaataa ismine toplumun farklı kesimlerinden ve görüşlerinden olan insanların duymakta olduğu saygıydı. Afrika Bambaataa’nın bu barışı ve huzuru sağlamak adına kurduğu temelin üzerine Black Spades çetesi barış ilan edip “Zulu Nation” oluşumunu başlatmıştır.[2]

 Zulu Nation’ın amacı insanları organize etmek ve birlikte huzurlu yaşamalarını sağlamaktı. Böylece, alışılagelmiş olan düzenin aksine, eskiden birbirlerini öldürmeye çalışan çete üyeleri tek bir platformda bir araya gelerek, hem toplum hayatını hem kendi yaşayış şekillerini düzene sokmak adına hareket etmeye başlamışlardı. Bu platformda insanlar yeteneklerine göre gerek rap vokalliğine, gerek dj performanslarına, gerek dansçılığa ya da graffiti sanatına yönlendirilmişlerdi. Bu etkinlikler ise, bu insanların yaşadıkları bölgeden ve yaşayış şekillerinden dolayı üzerlerinde oluşmuş ve kalıplaşmış olan baskıları atmalarına yardımcı olmuştu.



[1] Birth Of The Universal Zulu Nation / Hip Hop Evolution Episode 1 (The Foundation) - Afrika Bambaata
[2] Birth Of The Universal Zulu Nation / Hip Hop Evolution Episode 1 (The Foundation) - Afrika Bambaata


   Zulu Nation’ın amacı insanları organize etmek ve birlikte huzurlu yaşamalarını sağlamaktı. Böylece, alışılagelmiş olan düzenin aksine, eskiden birbirlerini öldürmeye çalışan çete üyeleri tek bir platformda bir araya gelerek, hem toplum hayatını hem kendi yaşayış şekillerini düzene sokmak adına hareket etmeye başlamışlardı. Bu platformda insanlar yeteneklerine göre gerek rap vokalliğine, gerek dj performanslarına, gerek dansçılığa ya da graffiti sanatına yönlendirilmişlerdi. Bu etkinlikler ise, bu insanların yaşadıkları bölgeden ve yaşayış şekillerinden dolayı üzerlerinde oluşmuş ve kalıplaşmış olan baskıları atmalarına yardımcı olmuştu.
 Rap vokalliği, dans, söz ve şiir yazarlığı, dj performansı ve graffiti ile ilgilenen insanların bu şekilde ortak bir paydada bir araya gelmeleri ile hip hop kültürü şekillenmiş ve günümüze kadar gelmiştir. Afrika Bambaata, hip hopı organize etmesinin yanında, ona ilgi duyan bireylere de gereken farkındalığı kazandırmıştır. Afrika kıtası ile ilgili herhangi bir şey duyduklarında uzaklaşmaları tembihlenen çocuklara kendi ırklarını tanımalarını sağlayan ve korkmamaları gerektiğini gösteren hip hop kültürü ve Zulu Nation olmuştur.

  Hip hop siyahi gençleri bir arada tutan bir yaşam tarzına dönüşmüş olmasına karşın hala bir sanat dalı olarak zayıftı ve etkisinin geniş kitlelere ulaşmamış olmasından dolayı yerinde saymaktaydı. Güney Bronx gençlerinden Grandmaster Flash ise bu durumu hip hop kültüründe attığı yeni adımlarla değiştiren ve bu kültürün gelişimini tamamlayan kişi olarak “Hip Hopın Çılgın Bilim Adamı” diye adlandırılır.[1] Küçüklüğünde elektrikli her alete takıntısı ile başlayan yolculuğu daha sonra babasının plaklarını ve gramofonun çalışmasını keşfetmesi ile devam etmekteydi. Gramofonun çalışma prensibini çözmesiyle evlerin arka bahçelerinde malzeme aramaya başlamış, bulduğu yükselticiler, plaklar, pikaplar ve terkedilmiş arabalardan topladığı hoparlörler ile sonunda kendi sistemini kurmuştu.[2]



[1] Hip Hop Evolution Episode 1 (The Foundation) – Grandmaster Flash / The Get Down Biyografi Dizisi
[2] Hip Hop Evolution Episode 1 (The Foundation) – Grandmaster Flash


   Grandmaster Flash, şarkılarda parçalar arası geçişin radyoda çok yavaş olduğunu fark etmişti,  kendisinden önceki teknikleri beğense de şarkıların geçişlerinde oluşan seslerden çok rahatsız olmuş ve onları “kaos” olarak tanımlamıştı. Pikap iğnesinin geçiş anında doğru yere koyma şansının olmaması onun sinirini bozmuş ve üzerinde uğraşılmamış şarkı geçişleri onun için sadece karmaşadan ibaretti.[1] Bunun üzerine, şarkıları pürüzsüz bir şekilde karıştırmak için fikirler üretmeye başlamıştı ve bu fikirler, onun tekniğinin mükemmelleşmesinin anahtarı olmuştu.[2]
  Grandmaster Flash, bir çok şey denedikten sonra plak üzerine parmaklarını koymaya başlamıştı. Parmaklarını kaldırıp, tekrar plak üzerine yerleştirmiş fakat bu sefer de insanların bu tekniğin plaklara zarar vereceğini söylemesi üzerine bu teknikten vazgeçmek zorunda kalmıştı. Yine de, şarkıyı pürüzsüzleştirmek adına bunun tek çözüm olduğuna inandığı için, bu tekniği daha sonra parmakları yerine pastel boyaları ile plak üzerine noktalar çizerek denemişti. İlk başta, Kool Herc’ün tekniği gibi şarkı aralarının olduğu kısımları, daha sonra ise şarkının giriş kısmını işaretlemiş. 5 kez ton geçişini sayarak oraya da bir işaret koymuş ve aynı noktada plakları durdurmaya başlamış. Böylece, diğer herkesin bu geçişler için kullandığı pikap iğnesine hiç dokunmadan şarkılar arasında pürüzsüz geçişi sağlamanın yolunu bulmuştur.



[1] Hip Hop Evolution Episode 1 (The Foundation)- Melle Mel
[2] Hip Hop Evolution Episode 1 (The Foundation)- Fab 5 Freddy 

 Müzik tarihine bakıldığında, saksafon, elektro gitar gibi enstrümanların doğru ellerle ve doğru teknikliklerle çalındığında anlam kazanması gibi Grandmaster Flash de keşfettiği teknik ve yaptığı bu değişiklik ile siyahi müziğin geleceği adına teknik ve teknolojiyi birleştirip karmaşayı ve rahatsız edici sesleri ortadan kaldırarak yepyeni bir buluşa imza atmış oldu. Bu buluşu sayesinde ise, kendinden sonraki nesil onu “Pikap Tanrısı” olarak görmüştür.[1]



[1] Hip Hop Evolution Episode 1 (The Foundation)- Nelson George

  Anlaşıldığı üzere, Kool Herc, Afrika Bambaataa ve Grandmaster Flash insanların dans etmesi için ara ritimler çalarak hip hop kültürünün gelişmesi ve kitlelerce benimsenmesi adına attıkları temeller ile günümüzde dahi “Kutsal Üçlü” olarak anılmaktadırlar. Bu adımların ışığında, zaman içinde, hip hop sürekli gelişmeye ve büyümeye devam etmektedir. Şimdi sorulacak soru ise: Rap müzik ne zaman ve nasıl doğdu? Bu soruya nesnel ve tek bir cevap olmamasına karşın örneğin Afrika Bambaataa’ya göre rap müzik her zaman vardı. Buna örnek olarak 1930’lu yıllara gittiğimizde Cab Colloway’in “ Hi-De Hi-De, Ho! “ şarkısında korosuna cevap vererek şarkı söylemesini, Gospel dörtlüsünün koro tarzının rap müziğin kafiye düzenine benzemesini, Muhammed Ali’nin kafiyeli ve şiirsel konuşmaları rap müzik için bir miras olmasını göstermektedir. Diğer yandan, bazı New York radyocularının farklı tarzlarda yayınları da örnek gösterilebilir. Örneğin, Spider Webb ve Frankie Crocker gibi isimlerin radyo yayınlarında ritim üzerine konuşmaları ile neredeyse rap yaptıklarına şahit olunabilmektedir.[1]
 Gün geçtikçe, sokak djlerinin bu akımı radyolardan örnek alıp devam ettirmeye başlaması ile bu akım günümüzde dinlediğimiz rap müzik haline dönüşmüştür. Frankie Crocker ise bu akımın yayılmasının ardından radyo yayınında yaptıklarının çalındığını ve sokakta uygulandığını düşündüğü için rap müzikten nefret ettiğini dile getirmiştir. Yukarıda belirtilen bu örneklere rağmen günümüzde dinlediğimiz rap müziğin çıkışı ve kim tarafından üretildiği hala tartışma konusudur ve bunun kesin bir cevabı yoktur. Birçok insana göre, New York’un merkezinden çıkan Dj Hollywood ritmik rap yapan ilk kişiydi. O, Frankie Crocker isminden etkilenerek başlamasına karşın, New York’un merkezinde sahne aldığı için azımsanmayacak bir kesim tarafından hiphopla alakalı olarak değerlendirilmemiştir. O zamanlar, sokaklarda birçok rap yapan isim olmasına rağmen sadece Hollywood’un isminin insanlar tarafından bilinmesi onun disko tarzına yönelik popüler bir müzik yapması ile ilişkilendirilir.[2]



[1] Hip Hop Evolution Episode 1 (The Foundation)- Afrika Bambaata & Shadrack Kabango
[2] Hip Hop Evolution Episode 1 (The Foundation)- Kurtis Blow

     İlk rap vokal temsilcilerine bir başka örnek ise Grandmaster Flash’in kurduğu “Furious Five” grubudur. Kendilerinden önce gelen isimlerin dj yanında ya da dj kabininin içinde kalarak şarkı söylemelerinin aksine, bu grup sahneye dj kabininin önünde çıkıp seyircilerin onları görebileceği şekilde dizilerek vokal yaparak bir ilki gerçekleştirmiştir ve günümüzde görülen rap konserlerinin formatı böylece oluşmuştur. Nereden ve kimden çıktığı bilinmese de, kelimeler ve ritimlerin uyumu ile ortaya çıkan rap müzik ve rap vokalliği, hip hop kültürünün zirvesine oturmuştur. Bu gelişmelerin ardından, rap müzik hip hop kültürüne hükmeder hale gelmiştir. Bir kesim insan tarafından hiçlikten var olduğu düşünülse de, hip hop kültürü aslında var olan her sanat ve toplum unsurundan beslenerek ortaya çıkmıştır. Hip hop: funk, jazz, rock, soul, Gospel, ve dahası çocuk şarkılarıdır. Bunların yanı sıra, hip hop siyasidir ve teknolojiyle de yakın ilişki içindedir. Sonuç olarak, hip hop’ın bir kültür haline gelmesini sağlayan ise bu unsurların hepsinin bir arada yoğrulmasıdır.
                 
                Yukarıda bahsedilen kişiler ne kadar öncü olarak nitelendirilseler de, bu dönem yalnızca bir               başlangıç olarak kabul edilmektedir. Bahsi geçen zamanlar da hip hop sadece bir yeraltı                       kültürüydü ve ana akım müziğe hakim olmaktan çok uzaktaydı çünkü geniş kitlelere hakim                 olması için daha kat etmesi gereken çok yolu vardı. Örneğin, disko sanatçılarının kısa                           aralıklarla albüm çıkarabilmelerine karşın, henüz bir rap albümü bile olmaması bu dönemin                 daha yolun başlangıcı olduğunu gözler önüne sermektedir.
                     
Devamını oku »

İKSV 1000 Üniversiteli Arıyor!


  Kuruluşunun 45. yılı olması sebebi ile İstanbul Kültür Sanat Vakfı 250 TL değerinde olan İKSV Kültür Sanat Kart'ı 18-25 yaş arası öğrenimi Türkiye'de sürdüren 1000 üniversite öğrencisine hediye veriyor! Sponsoru Eczabaşı Topluluğu'nun katkısıyla ortaya çıkan bu kart İKSV etkinliklere tek seferde yada toplu bilet alımlarında kullanılabiliyor. Sanat ve İKSV etkinlikleriyle yakından ilgilenen üniversite öğrencileri için çok nadir bulunabilecek bir fırsat. Başvurular 23 Ocak 2017 sabahı 10.00'da başlayıp 11 Şubat 2017'de son bulacak. Bol şans!

Nasıl başvurabiliriz?
  • Başvurular yalnızca www.binuniversiteliaraniyor.com ve iksv.org adreslerinden ulaşılabilecek web sitesi üzerinden yapılacak.
  • İKSV Kültür Sanat Kart çekilişi için başvuracak adayların Yüksek Öğrenim Kurumu’na bağlı bir üniversitede öğrenim görüyor olmaları gerekiyor.
  • İKSV Kültür Sanat Kart çekilişine başvuru tarihinde 18 yaşını doldurmuş, 25 yaşını aşmamış kişiler başvurabilecek.
  • İKSV, Biletix, İninal ve Eczacıbaşı Topluluğu kadrolu çalışanları ve birinci dereceden akrabaları başvuruda bulunamayacaklar.
  • Bir öğrenci aynı yıl için birden fazla kart alma hakkı kazanamayacak.
  • Başvuru formu doldurulmadan önce bir soru cevaplanacak, doğru yanıt verenler başvuru yapmaya hak kazanacak. Soru, doğru yanıt verilene dek birden fazla kez cevaplanabilecek.
  • Soruya doğru yanıt veren öğrenciler başvuru formunda istenilen bütün bilgileri eksiksiz ve doğru olarak doldurmak zorunda olacak. Bilgilerin yanlış verilmesi veya eksik doldurulması halinde başvurular geçersiz sayılacak.

Peki bu kartı aldık. Faydaları nedir? Nasıl kullanırız?
  • İKSV Kültür Sanat Kart’ın içindeki 250 TL’lik bakiye İstanbul Müzik, Caz, Film, Tiyatro Festivalleri, İstanbul Bienali, İstanbul Tasarım Bienali’nde, Salon İKSV’de, Filmekimi’nde ve İKSV’nin düzenlediği tüm etkinliklerde kullanılabiliyoruz.
  • İKSV Kültür Sanat Kart içindeki bakiye tek seferde kullanılabilir ya da farklı etkinlikler için etkinlik tutarı bakiyeden düşülerek birden çok İKSV etkinliğinde bilet almak için kullanılabilir. Bilet alımlarında karttan düşülecek bakiyenin üzerine nakit ya da kredi kartıyla ekleme yapılması da mümkün. Ancak kartlara ek bakiye yüklenemiyor.
  • İKSV Kültür Sanat Kart, (216) 556 98 50 numaralı Biletix Çağrı Merkezi, www.biletix.com uzantılı Biletix web sitesi, Biletix Perakende Satış Noktalarında, etkinlik günü kurulan gişede ve İKSV ana gişesinde (Nejat Eczacıbaşı Binası, Sadi Konuralp Caddesi No: 5 Şişhane, İstanbul) kullanılabilir. Biletix’den alınan bilet alımlarında Biletix tarafından ayrıca hizmet komisyonu alınabilir. İKSV ana gişeden alınacak biletler için hizmet komisyonu alınmıyor. Ayrıca www.biletix.com adresinden kartta kalan bakiye sorgulanabilir.
  • İKSV Kültür Sanat Kart ile bilet alınan etkinliklerde öğrenciler bilet kontrol sorumlusuna öğrenci kimliklerini göstermekle yükümlü. Öğrenci kimlikleri ile bilet üstlerinde yazan isimlerin eşleşmemesi halinde biletler geçersiz sayılıyor.
  • İKSV Kültür Sanat Kart, 31 Aralık 2017 tarihine kadar geçerlidir. Bu süre içinde kart tutarının kısmen ya da tamamen kullanılmaması durumunda, kart bakiyesi kullanılamaz hâle geliyor, iadesi ya da takası söz konusu olmuyor.
  • İKSV Kültür Sanat Kart'lar kişiye özeldir, devredilemiyor; adına düzenlenecek kişi dışında kullanılamıyor. Bir öğrenci aynı yıl için birden fazla kart alma hakkı kazanamaz. İKSV Kültür Sanat Kart nakit paraya çevrilemez ve nakit paraya çevrilmesi talep edilemez. İKSV Kültür Sanat Kart sahipleri kart ile bilet alırken genel izleyicinin yararlandığı kampanya ve indirim kurgularından yararlanamazlar.

Bilmeyenler için İKSV nedir? kimdir?

  Kâr amacı gütmeyen ve kamu yararına çalışan bir kültür kurumu olan İKSV, 1973 yılından bu yana İstanbul’un kültür sanat yaşamını zenginleştiren çalışmalar yürütüyor. Düzenli olarak İstanbul Müzik, Film, Tiyatro ve Caz festivalleri, İstanbul Bienali, İstanbul Tasarım Bienali, Leyla Gencer Şan Yarışması ve Filmekimi’ni düzenleyen, yıl boyunca özel etkinlikler gerçekleştiren vakıf, Nejat Eczacıbaşı Binası’nda yer alan Salon İKSV’de de farklı disiplinlerdeki etkinliklere ev sahipliği yapıyor. Venedik Bienali’nde dönüşümlü olarak Uluslararası Mimarlık ve Sanat Sergilerindeki Türkiye Pavyonu’nun organizasyonunu üstlenen İKSV, kültür politikalarının geliştirilmesine katkıda bulunmak amacıyla araştırmalar yürütüyor ve raporlar hazırlıyor.

Vakıf ayrıca festivallerinde sunduğu ödüller, verdiği eser siparişleri, yer aldığı yerel ve uluslararası ortak yapımlar ve Fransa’daki Cité International des Arts sanatçı atölyesinde yürüttüğü misafir sanatçı programının yanı sıra her yıl sunduğu Aydın Gün Teşvik Ödülü ve Talât Sait Halman Çeviri Ödülü ile güncel kültür sanat üretimini de destekliyor.
Devamını oku »

Work And Travel 2013 - Wisconsin Dells



  2 aydır Work And Travel programı ile geldiğim Wisconsin Dells bölgesinde yaşıyorum. Work And Travel programını düşünenler için başlangıçta beklentilerin altında kalabilecek bir bölge burası. Araba ile Chicago'ya 3-4 saat uzaklıkta, su parkları ile ünlü tamamen doğanın içinde ve yazları programa gelen Türk öğrenciler ile dolup taşan bir kasaba. Doğallık konusunda değinmem gerekirse geçen gün arkadaşıma doğru giderken sokakta karşıma geyik çıktı. Bu burada yaşayanlar için gayet normal bir durum ama baya şaşırmıştım ilk gördüğümde. Onun dışında yol kenarlarında ülkemiz sokaklarındaki kediler gibi hep sincaplar ve tavşanlar var. Havası ise gölden dolayı çok nemli ve çok fazla yağmur yağdığı zamanlar oluyor. Buraya 1 Haziran'da geldim ve ciddi anlamda 1-2 hafta kışı tekrar yaşadık. Daha sonra hava günlük güneşlik bir durumdayken dört kere aralıklı bir şekilde deli gibi yağmur yağdığı günler oldu ve şu anda inanılmaz sıcak. Buraya gelmeyi düşünüyorsanız yanınıza kesinlikle kışlık 1-2 kıyafet alın.

 İşveren ve manager'larından şikayetçi bir çok arkadaşımız olduğu gibi çok iyi anlaşanlar da var tamamen nasıl çalıştığınızla ve kendinizi ne kadar işe verdiğiniz ile alakalı,çalıştığım yerde mekanın sahibi bizimle ilgileniyor ve tüm gün bizimle çalışıyor ayrıca Istanbul'a her sene gidip gelen biri bu yüzden biraz daha rahat bir durumdayız .Kaldığımız motele iyi diyemeyeceğim.Wisconsin Dells bölgesine gelecekler Surfside Motel'i tercih etmemeniz rahatınız açısından iyi olur. Daha önce ki programlara gelen Rus ve Türk öğrencilerin yaptıklarından sonra (odalarda yangın çıktığı bile olmuş.) çok ciddi kurallar koyulmuş, Odanızı temiz tutmadığınız durumda size hakaret edilebiliyor ve bu işin sonu kovulmaya kadar gidiyor. Misafirliğe gelen arkadaşlarınız akşam 10'dan sonra moteli terketmek zorunda. 2 kişilik odalarda 4 kişi kalıyoruz (bir yatakta iki kişi fakat bu bütün motellerde geçerli bir durum).En büyük sıkıntımız ise odamızda sadece bir mikrodalga fırın olması, yemek konusunda özellikle kahvaltılarda çok ciddi sıkıntılar yaşadık. Diğer motellerin çoğunda ortak yemek yapma alanı ya da odalarda küçük ocak veya fırın bulunuyor.

  Work And Travel programına katılmayı düşünenlerin dikkat etmesi gereken durumlar:

  • Buraya gelmenizi sağlayacak şirketinizi iyi seçin, bir çok arkadaşımız ciddi sorunlar yaşadı.
  • İş tekliflerinizi 4-5 defa düşünerek kabul edin, ilk günden işi bırakıp ortada kalanlar oldu.
  • Saatlik 7.5-8 dolar aldığınız işinizde işvereniniz size 'ikinci iş bulmalısın' diyebilir.
  • Eğer parayı sorun edecekseniz ve cebinizde garanti para istiyorsanız ikinci işi bulun.
  • Bu olayın sadece sonu travel. Burada bulunduğunuz sürenin %90'ı çalışmak.
  • İşe kesinlikle geç kalmayın, anında kovulabilirsiniz.
  • İş zamanı içerisinde herhangi bir molanız yok.(Bazı yerlerde yarım saatlik bir mola olabiliyor)
  • Kaldığınız yerde fırın yoksa bütün öğünleriniz hazır yemek olacak.
  • Wisconsin Dells'e gelecekseniz mutlaka Entertainment Card alın. İlk maaş çekiniz ve pasaportunuzla gidip 15 dolara aldığınız bu kartla bölge içinde eğlence yerlerine bir kere bedava giriş hakkı ve bir çok restoranda sınırsız belirli bir yüzde ile indiriminiz oluyor.
  • İş esnasında size karşı herhangi bir saygısızlık veya haksızlık yapıldığında geri çekilmeyin. Arayabileceğiniz ve şikayette bulunabileceğiniz yerler var. Gitmeden önce size verilen broşürlerde bütün haklarınız yazıyor.


Wisconsin Dells içinde gidilebilecek yerler:

-Wallmart:Amerika'nın her yerinde bulabileceğiniz bizim Kipa ve Bim'e benzeyen ama çok daha büyük bir süpermarket. Programa gelen her öğrencinin alışveriş yaptığı yer. Fiyatların benzin istasyonu ve diğer marketlere göre çok daha uygun olmasının yanında 24 saat açık olması en iyi özelliği.

-Noah's Ark: Amerika'nın en büyük su parkı,gidenler gayet memnun dönüyor.







-MT.Olympus :İçinde dünyanın en güzel rollercoster'ını bulunduran fakat dalga havuzu ve bir iki kaydırak dışında su parkı konusunda etkisiz kalan eğlence merkezi.






-Wett:Vegas tarzı gece kulübü, her gün ayrı temalı partiler var.




-Marley's: Ön tarafında canlı müzik arka tarafında ise gece kulübü olan yer, çok beğeniliyor. Gün saatleri içerisinde yemek içinde uygun bir yer çok başarılı yemekleri var.



-Tanger Outlet Center:Outlet alışveriş merkezi. 4 Temmuz bayramında giderseniz indirimden kafayı yiyip paranızı bitirebilirsiniz. Gap'ten 5 dolara kazak, 20 dolara kapşonlu ve Tommy'den 10 dolara tshirt, 32 dolara polo yaka tshirt son olarak 18 dolara kazak aldığım yer. Eylül ayınd böyle bir indirim daha var, normal günlerde de Abercrombie, Hollister, Aeropostale fiyatları uygun ve kaliteli ürün bulabileceğiniz mağazalar.
Devamını oku »

Honda Civic Tour 2013 Kelly Clarkson & Maroon 5 Chicago




  Work and Travel programına geldiğimizden beri  konsere gitmeden dönmeyelim derken internette Kelly Clarkson & Maroon 5 Honda Civic Tour'u gördük. Hazır bulunduğumuz yere yaklaşık 3.5-4 saat uzaklıkta bir yerde böyle iyi bir etkinlik bulmuşken kaçırmayalım dedik. Yaklaşık 1 ay önceden biletleri alıp beklemeye başladık.
  
  Konser gününden bir gün önce araba kiralama konusunda sorun yaşadıktan sonra bulunduğumuz bölgeden bizi götürüp getirecek birini son anda bulup beklemeye koyulduk. Konsere gitmekten vazgeçecek duruma gelmişken şans bize gülmüş oldu. Sıkıntılı ve zor olsa da sonunda bir şekilde başarmıştık konser alanına varmayı.
  
  Konser alanından bahsedecek olursak mekan First Midwest Bank Amphitheatre isimli Chicago'nun merkezine uzak bir noktada mimarisi vasatın biraz üstü ve kapasitesi yüksek bir amfi tiyatro. Alanın en kötü yanı kolonlar köşelerdeki insanların sahneyi görüşünü tamamen bozuyor hatta sahneye göremez duruma getiriyor. Kötü şansımız burada da bizi buldu maalesef biletimiz oradandı ve oturduğumuzda sinirlerimiz iyice bozulmuştu. Bu durumu özetlemem için bir fotoğrafın çok daha yardımcı olacağını düşünüyorum.



 Arka tarafta gördüğünüz kolonların arkasında 2 sıra koltuk onun arkasında çim bölgesi var. Ortalarda değilseniz arkalarda hiç bir şey göremiyorsunuz.  En arkada bulunan bir çim kısmı daha var ve görüş açısından daha rahat oluyor ama aynı zamanda sahneye çok uzak kalıyor. 

 Gelelim artık etkinliğe. Kelly Clarkson sahneye çıktığında herkes ayaklandı, bir çok kişi yerinden ayrıldı biz de birilerini takip ettik. Sonunda tam orta sayılmasa da sahneyi net ve yakın görebilen bir yer bulduk. Özel bir VIP kısmın tam altındaydık.

 Alanın güzel yanlarından biri koltukların aralarında özel Pub tarzı satış yapan standlar bulunuyor. Bud Light margarita'lar az alkollü olsa da içmesi keyifliydi. Bu standların tek kötü yanı su 6 dolar, bira ise 11 dolardı. Pahalı olmasını bekliyorduk fakat böyle bir fiyat görmek bizi baya şaşırttı.Amerika'da alkollü bir mekanda en fazla 3-4 dolara bira bulabiliyorsunuz.

  Son olarak konser ile ilgili yazmaktan çok örnek olarak youtube'dan bulduğum videoları paylaşmak istedim.

Maroon 5:





'Moves Like Jagger' şarkısının girişini de harika yaptı Adam abimiz.



Kelly Clarkson:




 Yaklaşık 8 saat yol (arabada yer olmadığında bagaj kısmında gittim) için değdi diyebileceğim bir konser oldu .Görsel olarak çok güzel düşünülmüş bir çok şov vardı. Aslında mekanın mimarisi dışında kötü olan bir şey yoktu diyebilirim. Kendi düşüncem ise ülkemizdeki etkinliklerle kıyaslarsak organizasyon konusunda çok ders almamız lazım, adamlar böyle şeyleri aşmış. Ülkemizde yapılan konserlere göre görsel açılan çok daha iyiydi bu konser. Sahne performanslarında en çok beğendiğim olay şarkı geçişleriydi, gerçekten konserin en iyi noktası diyebilirim üzerinde çok iyi düşünülmüş ve uygulanmış olduğu belliydi. Sonuç olarak gerçekten tatmin edici böylesine güzel bir konser için yalnıza 52 dolar ödedik ve çok eğlendik. God Bless America!
Devamını oku »